Kişisel Verileri Koruma Kurumu’na “Unutulma Hakkı” Kapsamında Başvuru Yapılması
Kişisel Verileri Koruma Kurumu (“Kurum” olarak bahsedilecektir), 17.07.2020 tarihli kamuoyu duyurusu ile kişilerin ad ve soyadları ile arama motorları üzerinden yapılan aramalarda çıkan sonuçların indeksten çıkarılmasına yönelik talepler hakkında Kurul tarafından verilen 23.06.2020 tarih ve 2020/481 sayılı kararı duyurmuştur.
Kararda “unutulma hakkı” bir üst kavram olarak değerlendirilmiş; bu kapsamda Anayasa’nın 20.maddesinde düzenlenen “Özel Hayatın Gizliliği” hakkına ve Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun kişisel verilerin silinmesi, yok edilmesi, anonim hale getirilmesine ilişkin maddelerine işaret edilmiştir.
Kararın konusunu, başvurucuların internet arama motorlarında isim ve soyisimleri yazıldığında çıkan sonuçların Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında silinmesine yönelik talepleri oluşturmaktadır.
Bu kapsamda öncelikle karara konu bir kısım kavramlar üzerinde durulacaktır.
Unutulma Hakkı Nedir?
Unutulma hakkı Anayasa’da ve ilgili kanuni düzenlemelerde şimdiye kadar tanımlanmış bir hak değildir. Ancak ulusal ve uluslararası mercilerce verilen kararlarda unutulma hakkının hangi durumlarda hangi verileri kapsadığına ilişkin bir çerçeve çizilmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun, cinsel saldırı mağdurunun adının ve soyadının açık bir şekilde basılı bir eserde yer alması nedeniyle açılan manevi tazminat davasına ilişkin vermiş olduğu 2014/4-56 E., 2015/1679 K. sayılı ve 17.06.2015 tarihli kararında unutulma hakkına;
“Unutulma hakkı, üstün bir kamu yararı olmadığı sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin silinmesini ve yayılmasının önlenmesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir.”
Şeklinde bir tanım getirilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin 2013/5653 başvuru sayılı ve 03.03.2016 tarihli N.B.B başvurusuna ilişkin kararında;
“Başvuru tarihi itibarıyla söz konusu haberin yaklaşık on dört yıl önceki bir olaya ilişkin olduğu ve böylelikle güncelliğini yitirdiği açıktır. Haberin içeriği açısından uyuşturucu kullanımı ile ilgili bir haberin tarihi, istatistiksel veya bilimsel amaçlarla İnternet ortamında kolaylıkla ulaşılabilirliğinin sağlanmasının zorunlu olduğu da söylenemez. Bu bağlamda kamu yararı bakımından siyasi veya medyatik bir kişiliğe sahip olmayan başvurucu hakkında İnternet ortamında yayınlanan haberlerin kolaylıkla ulaşılabilirliğinin başvurucunun itibarını zedelediği açıktır.”
Denilerek, internetin yaygın kullanımı nedeniyle arşivde kalmış ve yalnızca özel bir çaba ile ortaya çıkartılabilecek bazı kişisel bilgilere kolaylıkla erişilmesinin kişilerin geçmişte yaptıkları hataların unutulmasını imkansız kılan bir sisteme sebep olduğu belirtilmiştir.
Kararda, davacının geçmişte içinde bulunduğu adli süreçlere ilişkin bazı kişisel bilgilerine (uyuşturucu kullandığı iddiası ile yargılanmasına ilişkin haberler) internet ortamında kolayca erişilebilmesi, kişinin kendisine bir gelecek inşaa etmesinin önünde önemli bir engel olarak değerlendirilmiştir. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin bu hakkın ancak üstün kamu menfaatinin varlığı halinde sınırlandırılabileceği belirtilmiştir. Ancak somut olayda, söz konusu haberin çok eski tarihli olması, güncelliğini yitirmiş olması, haber değeri taşımıyor olması, üstün kamu yararından da söz edilemeyeceği, kişisel verinin yayımlanmasının başkaca bir makul sebebi de bulunmadığından bahisle hak ihlali tespit edilmiştir.
Uluslararası hukukta ise unutulma hakkı ilk kez Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın C-131/12 Sayılı “Costeja González v. Google Inc” Kararı ile ele alınmıştır. Başvurucunun Google arama motoruna adını yazdığında geçmişte sosyal güvenlik borçlarının tahsiliyle alakalı (icra mahkemelerine ve taşınmazın açık artırma ile satılmasına ilişkin ilanların) linklerinin çıkmasına ilişkin başvurusu, söz konusu haberlerin ilgisiz ve amacı aşan şekilde uzun süre tutulduğu gerekçesiyle haklı bulunmuştur.
Kişisel Veri Nedir?
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 3/ç maddesinde kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir olan gerçek kişilere ilişkin her türlü veri olarak tanımlanmıştır.
Maddede “her türlü veri” ifadesiyle son derece geniş bir çerçeve çizilmiştir. Buna göre gerçek kişilerin adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi açık kimliğini ortaya koyan bilgilerle birlikte; resim, görüntü, ses kayıtları, e-posta adresi, motorlu taşıt plakası, telefon numarası, aile bilgileri, sağlık bilgileri, adli sicil bilgileri gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm veriler kişisel veri olarak kabul edilmektedir.
Bu noktada unutulma hakkı kapsamında değerlendirilen kişisel verinin “doğru” bilgiler olduğunu ve geçmişte yayımlanmasında herhangi bir hukuka aykırılık olmadığını belirtmekte fayda görüyoruz. Zira elde edilmesi, işlenmesi ve yayılması hukuka aykırılık teşkil eden bir kişisel verinin KVKK kapsamında silinmesini/yok edilmesini talep etmek; yahut hatalı olarak işlenmiş olan kişisel verinin KVKK kapsamında düzeltilmesini talep etmek zaten Kanun’un 11.maddesi uyarınca mümkündür.
Bunlardan farklı olarak, unutulma hakkı kapsamında tartışma konusu olan kişisel veriler ise geçmişte hukuka uygun olarak yayılan ve doğru nitelikte olan bilgilerdir.
Veri Sorumlusu Kimdir?
Kanun’un 3. Maddesinin “ı” bendinde veri sorumlusu, kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirleyen, veri kayıt sisteminin kurulmasından ve yönetilmesinden sorumlu olan gerçek veya tüzel kişi olarak tanımlanmıştır. Eğer veri işleme faaliyeti bir tüzel kişilik tarafından yapılıyorsa, burada veri sorumlusu tüzel kişinin kendisidir.
Kurum, 23.06.2020 tarihli kararında ise arama motorlarının internette veri işleme faaliyetinin amaç ve yöntemlerini belirledikleri gerekçesiyle veri sorumlusu olarak kabul edileceklerini ifade etmiştir. Bu doğrultuda “Google” gibi arama motorları, Kanun ve Yönetmelik kapsamında veri sorumlusuna yüklenen her türlü yaptırıma muhatap olabileceklerdir.
İndeksten Çıkarma Başvurusu
Kararda başvurucuların arama motoruna ad/soyadları yazıldığında çıkan kendileriyle bağlantılı sonuçlara ulaşılamamasına yönelik talepleri “indeksten çıkartma” başvurusu olarak değerlendirilmiştir.
Bu kapsamda kişilerin ad/soyadlarına ilişkin arama sonuçlarının indeksten çıkarılması için öncelikle “veri sorumlusuna”, yani arama motoruna başvuruda bulunulması gereği kararda vurgulanmıştır. Veri sorumlusu olan arama motorunun bu başvuruyu reddetmesi, yahut sessiz kalması halinde Kurula şikayette bulunulması gerekmektedir.
Kurula yapılacak başvurunun yanı sıra doğrudan yargı yoluna başvurmak da mümkündür. Bu noktada elbette Kurul kararı ile yargı kararının çelişmesi halinde uygulamada çıkabilecek sorunlar şimdiden tartışmalara konu olmaktadır.
Başvurunun Kurul Tarafından Değerlendirilmesi
Kararda, yukarıda alıntılanan geçmiş yargı kararlarına paralel bir biçimde, yapılan başvuruların değerlendirilmesinde başvuranın temel hak ve özgürlüklerinin korunması ile kamu yararı arasındaki dengenin gözetileceği belirtilmiştir.
Hatta yarışan menfaatlerin değerlendirilmesinde dikkate alınacak kriterler ayrı bir linkte karara eklenmiştir. Yine de değerlendirmenin karara eklenen linkte belirtilen kriterlerle sınırlı tutulmayacağı, her somut olayın özelliğine göre farklı değerlendirme ölçütlerinin dikkate alınabileceği ifade edilmiştir.
Kurul tarafından bir çerçeve çizilmesi açısından önem arz eden değerlendirme kriterleri şu şekilde sıralanmıştır:
1. Başvurucu kamuya mal olmuş bir kimse midir?
2. Arama sonuçlarının öznesi bir çocuk mu?
3. Bilginin içeriği doğru mu?
4. Bilgiler kişinin çalışma hayatı ile mi ilgili?
5. Arama sonuçlarında yer alan bilgi ilgili kişi hakkında hakaret, onur kırıcı, iftira niteliği taşıyor mu?
6. Arama sonuçlarında yer alan bilgi özel nitelikli kişisel veri niteliği taşıyor mu?
7. Arama sonuçlarında ulaşılan bilgi güncel mi?
8. Arama sonucunda ulaşılan bilgi kişi hakkında önyargıya sebep oluyor mu?
9. Arama sonucunda yer alan bilgi kişi açısından bir risk doğuruyor mu?
10. Bilgi kişinin kendisi tarafından mı yayımlandı?
11. Orijinal içerik gazetecilik faaliyeti kapsamında işlenen verileri mi kapsıyor?
12. İlgili kişiye ilişkin bilgilerin yayımlanmasında yasal bir zorunluluk var mı?
13. İlgili kişiye ilişkin bilgi ceza gerektiren bir suçla mı ilgili?
Unutulma hakkına dayanılarak yapılacak başvurular neticesinde Kurul kararları ortaya çıktıkça, bu konuda benimsenen ilkeler de daha fazla netlik kazanacaktır. Ancak yukarıda da belirttiğimiz gibi, söz konusu başvurucuların eş zamanlı olarak yargı yoluna da başvuracakları öngörüldüğünden dolayı, ileride Kurul kararları ile yargı kararları arasında ortaya çıkacak çelişkiler hukuk dünyasında pratik sorunlara sebep olabilecektir.
İyileştirilmesi gereken yönleri ve eksiklikleri ile tartışılmaya devam etse de Kurul kararı ile “unutulma hakkı” ilk defa kriterler belirtilerek çerçevelenmiş; yanı sıra GDPR uyumlaştırma süreci açısından da önemli bir adım atılmıştır.